11 Eylül 2013 Çarşamba

KOLAY GÜL BÖREĞİ

Gülleri kim sevmez acabaa.. O güzel duruşları güzel görünümleriyle eşsiz bir bitkidir gül. Bir de gül- fiili var tabii :D Hangi anlamda olursa olsun harika bir şey :) Peki ya böreği? E böyle güzel anlamları olan bir şeyin böreği de harika olmaz mı? Hem basit hem lezzetli hem de hoş görünümlü bir börek olacağını daha yapmadan tahmin edebiliyoruz :)

Haydi yapımına geçelim :) 1 paket yufkayı alalım. Masanın üzerine birini açalım. Üzerini ıslatmak için de su ve sıvı yağ ile karışım hazırlayalım. Açtığımız yufkayı 4e bölelim ve üzerine karışımdan dökelim. 1 kalıp peyniri parçalayıp istediğimiz kadar parçaların içine koyalım.


Bu parçaları tek tek rulo şeklinde saralım. Aynı Öğrenci Böreğini yaptığımız gibi :D 


Fakat rulo yapıp bırakmıyoruz. Bir ucundan diğerine doğru sarıyoruz. 


Bu sayede gül şeklini alıyorlar. Üzerine süreceğimiz yumurta sarısı ile de piştiği zaman harika bir görünüme kavuşacak. Kızarmış ve yumuşak bir börek olacak :) Fırına attık ve kokular gelmeye başladı, hele de peynirin eriyişinin sesi ohh nefissss :)


Huhuuu :D Çıtır çıtır ama yumuşacııık :) Böreklerimiz hazır, tam çayla yemelik :) Umarım denerseniz siz de beğenirsiniz, afiyet olsun :)






9 Eylül 2013 Pazartesi

EN TATLI ACI :)

Başlığımızdan da anlayacağınız gibiii çoğumuzun sevdiği çiğ köfteyi yaptııım :) Acısıyla damak zevkinin en şahanesi olan bu aperatif yemek sofraların vazgeçilmezi. Ama haberlerde görüyoruz hep. Kimyasallar, kimyasallar, kimyasallar... Nelerin içinde yok ki pirinçte bile olduğu iddia edilmişti bir ara. Ve hep hazır aldığımız çiğ köftenin içinde de neler neler varmış, duydum ve hemen tarifini öğrendim. Kendimi zehirlemeye ne gerek var yahu evimde güzel güzel yapar yerim dedim ve bir kaba koydum malzemeleri...


2 adet soğan ve 2 diş sarımsak rendesi, 4 çorba kaşığı sıvı yağ, 3 su bardağı ince bulgur, 3 yemek kaşığı domates salçası, 3 yemek kaşığı biber salçası, 2 tatlı kaşığı pul biber, 2 yemek kaşığı isot, 3 tatlı kaşığı tuz

Malzemeleri koyduktan sonra güzelce yoğuruyoruz. Ben bu kapta yapmıştım fakat çiğ köfte için özel tepsilerden almanızı tavsiye ederim. İşinizi daha da kolaylaştırıyor. Bir de bu yoğurma işi için güçlü birini ikna ettiyseniz keyfinize diyecek yok. Ben neredeyse 2 saat yoğurdum :D ma değdiiii. Yoğururken yavaş yavaş 3/4 su bardağı kadar su dökmenizi tavsiye ederim.


 Daha sonra 1 tutam maydanozu ve 4 adet taze soğanı ince ince doğrayıp içine atıyoruuz ve tekrar kısa bir süre yoğuruyoruz ve şekil veriyoruz. 


Tadı harikaydı fakat bana göre biraz acısı çok kaçmış. Yine de bayıldım, deneyenlerin de çok beğendiğini söylemem gerek. :) Herkese afiyet olsuuuun.






ÖĞRENCİ BÖREĞİ :)

Merhabaaaa :) Öğrencilerin en büyük derdi: ne yemek yapıp yiyebilirim en çabuk? Bende bir öğrenci olarak bunu düşünüyorum. Ne kadar annemle olsam da yemeği kendin hazırlaman da gerekiyor bazen :) Hem basit olsun hem de elimde yufka vardı hep parçalanmış onu kullanayım dedim ve sucuklu kaşar peynirli çok güzel börekler yaptııım. İsteyen sadece peynirli de yapabilir tabii. Öncelikleee sucukları küçük küçük doğradım, peynirleri de aynı şekilde doğrayıp karıştırdım birbirine. Bir de yapsını hazırladım 1çorba kaşığı yağ ile suyu karıştırıp. Vee masaya açtım yufkaları ve kestim dört parçaya. Bu pek kolay olmadı ama bayatlamış birazcık parçalandı hep. Bende yama gibi doladım birbirine çoğunu.


E bol bol yağladım tabii. Üzerine de koydum sucuklarıı.


Sardım rulo şeklinde ve dizdim tepsiye. Attım fırına ama nasıl bekledim inanın bende bilmiyorum. O güzel kokular geldikçe çok fena acıktım. Hele piştikten sonra hiç dayanamadım. Sofraya götürmeden başlamışım bile ben yemeye :) Ama bu çıtır lezzete dayanılmaz ki yahu...


Çıtır bir şekilde olması beni ayrı bir iştaha bürüdü. Bitmesin diye yavaş yavaş yemeyi denedim Ama bittiii... 
Neyse başka zaman bi daha yaparım artık :) Herkese afiyet olsun :)




7 Eylül 2013 Cumartesi

ANNEANNE PİDESİ :)

Her anneanne harika bir aşçıdır. Özellikle benimkiii. Kadının ellerinde özel bir sihir var sanki ne yemek yapsa harika oluyor. Tek beğenen de ben değilim tabikii :) Bir yer açmak lazım ona ama yaşlandı tabii nasıl uğraşsın. Torunlarına yapması daha güzel :D Şimdi size o harika pidelerini göstereceğim. Pidenin üstünde yumurta sulu sulu, bana ban ye ohh bir de kuşbaşı etiyle harikaaa. Kıymalı pideleri de unutmayalım. Aman Allah'ım tekrar mı acıkıyorum ne :D Adım adım bakalım nasıl yapmış büyük aşçı :)









Anneannemin icadı pizza pideee :) Enfeees...



Böyle güzel yemek yapanların yanında ol ve kilo alma, imkansııız :D Her şeye değer bu tatlar :) Can boğazdan gelir nasıl olsa .)

5 Eylül 2013 Perşembe

MANTAR SOTE VE SPAGETTİ

Bugünkü akşam yemeğimizin menüsünü sizinle paylaşmak istediim :) Bugün ailecek sevdiğimiz bir yemek -ki biz genelde makarna sosu olarak yemeye bayılıyoruz- mantar sote yaptım. Tavuğun göğüs etini küp küp doğrayıp tencerede biraz çevirdikten sonra üzerine 2 tane soğanı ince ince doğrayıp atıyoruz, 4-5 diş sarımsağıda ince ince doğrayıp ekliyoruz. Yeşil ve kırmızı biberi 4 tane de domatesi içerisine ekliyoruz. Güzelce soyup doğradığımız mantarları da limonlu su ile yıkıyoruz. Tencerenin içine atıyoruz. Yemeği mükemmelleştiren baharatı da unutmuyoruz. Biraz kimyon, biraz pul biber, biraz da karabiber ekliyoruz. Pişmeye bırakıyoruuuz :)


İsterseniiz suyuna bana bana yiyin, isterseniz spagetti(tercihen) üzerine koyarak sos şeklinde yiyin.

Spagetti içinde bir tencereye su koyup kaynamasını bekliyoruuz. Kaynadıktan sonra bir tatlı kaşığı tuz atıyoruz. Spagettiyi de içine atıyoruz. Piştikten sonra süzmek için alıyoruz ve tenceremize biraz sıvıyağ koyup salça eritiyoruz ve 2 çorba kaşığı tereyağ ekliyoruz. Spagettiyi de içine ekliyoruz. Makarnamız da hazııır :)


Afiyet Olsuuun :)


MUSTAFA KEMAL PAŞA PEYNİR TATLISI

Mustafa Kemal Paşa, Bursa iline bağlı bir ilçedir ve Uluabat Gölü kıyısındadır. Tatlısıyla meşhur olan buyere tatil dönüşümüzde uğrayarak kurutulan bu tatlılardan 1 paket aldık. Tadıyla bir harika olan bu tatlı, tadına doyulmaz değişik bir an sunuyor yiyenlere. İsterseniz yerinde hazır olarak da yiyebileceğiniz bu tatlıyı isterseniz paket paket alıp buzdolabınızda da güven içinde saklayabilirsiniz. 

Gelelim tatlının yapımına. Zaten hazır kurutulmuş olarak aldığımız bu tatlının paketinde de nasıl yapıldığı yazılmış. Hazır pakette almayanlar için bende yazayım :) 1 litre su ve 750 gram şeker ve 1 paket  Mustafa Kemal Paşa Peynir tatlısını 20 25 dakika şerbet olana kadar bir tencerde kaynatıyoruz. 5er dakika arayla da bakmayı ihmal etmeyelim. Ve tatlımız hazır :) 


BÖĞÜRTLENLİ REÇELİM

Ve geldi böğürtlenli reçelim :) Bekleyişi zor oldu ama yemesi harikaaaa. 1 büyük kavanoz kadar elimizde artık doya doya yeriiim. Sizde yapmak isterseniiiz; 600 gram böğürtleni güzelce yıkayıın, tencereye böğürtlenleri alıp üzerine yaklaşık 2 su bardağı şekeri de ekleyip kısık ateşte 30 dakika bekletin. Arada karıştırarak önce harlı ateşte daha sonra kısık ateşte 20 dakika kaynatın. Ocaktan almadan önce de 1-2 damla limon damlatın :)


Yemesine doyum olmaz :)  Afiyet olsun :)  

Şimdi geleliiim böğürtlenin faydalarına...

Yapılan bir araştırma sonucuna göre böğürtlen özefagus kanserine karşı koruyucu özelliği bulunmaktadır.
Ayrıca kolon kanserine karşı da faydası bilinmektedir. İçeriğinde bulunan siyanidin adlı bir madde tümör gelişimini önlemekte.
      Böğürtlen C vitamininden zengin bir meyvedir. Yaşlanmaya karşı koruyucu, belirtileri azaltıcıdır.Antioksidan oranı yüksek olan böğürtlen bağışıklık sistemini güçlendiren mucizevi bir besin.İçeriğindeki antosiyaninlerden dolayı şeker hastalığına da karşı koruyucu, belirtileri azaltıcı özelliği vardır.Pektin içeriği yine yüksek olan böğürtlen kolesterol seviyesinin de azalmasında faydalıdır.
     Potasyumdan zengin olması nedeniyle kan basıncını, tansiyonu düzene sokar.Yüksek oranda K vitamini içermesi özellikle bayanlarda osteoporoza karşı korumakta.Kalori miktarının da düşük olması, yaklaşık 1 avuç kadarı 60 kalori, diyet yapanların da rahatlıkla tüketebileceği bir meyvedir.Kan şekerini dengeleyici özelliğinden dolayı yeme ataklarını azalttığı araştırmalarca desteklenmekte.Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinden de zengin bir meyve olan böğürtlen sinir sistemini onarıcı, depresyona karşı koruyucu, hafızayı güçlendirici özelliği bulunmaktadır.



Böğürtlenli Reçel şarkısı da benden size gelsin. 

4 Eylül 2013 Çarşamba

TATİL DÖNÜŞÜ KAZ DAĞLARI

Kaz Dağları diğer adı ile İda Dağları; Edremit Körfezi boyunca uzanan oksijen deposu. Yemyeşil ağaçları ile huzuru hissettiren, bol oksijenli havasıyla ciğerlerinizi dolduran ve tazeleyen bu dağlar tatil dönüşümüzde yol boyunca bizimleydiler. Dağlarından şırıl şırıl akan buz gibi suyuyla da içimizi ferahlattılar. Yolda gördüğümüz her çeşmede durmamız yolun çok uzun sürmesine neden olsa da harikaydı. Her yerinde ayrı bir ferahlıkta ki suyu içmek.

Şu görüntüye baksanıza, bakmak bile içimizi ferahlatıyor. Suyun tadı da ayrı bir güzeldi. Piknik yapabilinecek en harika yerdi. Tabii ki asla ateş yakmayın. Bir kıvılcım her şeyi kül edebilir. (Allah korusun.) Yollardaki böğürtlenleri de es geçmemek gerekir. Her gördüğümüz yerde durup tek tek topladık ve bir kilo olmuştur galiba. Gelince deee reçel yaptı anneannem bizeee :) O güzel böğürtlen reçelini yemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

  

E sadece yoldayken eşlik etmedi bu dağlar bu böğürtlenler bize :) Piknik yaparken de tercih ettiğimiz yerdi. Soframızda her şey vardı, ne güzel. O havayla birlikte zaten hemencik doyuyoruz. Tek sorun arılar vardıııı. Benim gibi böceklere karşı hiçbir zaman rahat olamayan biri o huzuru da rahatça tadamadı. Yine de harika bir akşamdı. :)


Ağaçlardan yeşillikten bahsediyorum da nerde bu güzellikler diyorsunuzdur. Hemen bakalım huzurun tablosuna :)


Yeşilin ton ton yansıması güneşin sıcacık ışığıyla harika yer. Kesinlikle gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer. 


Bu da peşimizden ayrılmayan şirin keçi. Nasıl da poz verdi öyle :D






3 Eylül 2013 Salı

TATİLDEN KARELER :)

Tatilden kareler ile bu yazımda size Susurluk'u göstereceğim. Ayranıyla meşhur Susurluk'ta ayran içmeden gelmek olmaz tabii. Belediyesinin güzel tesisinde oturup bir güzel ayranlarımızı içtik biz de :) O mekanı hiç unutamam küçük hayvanlarla dolu çok şirin bir yer. Durmak isteyeceğiniz ve her gidişinizde pişman olmadan rahatlayacağınız bir yer :) Biz geçen sene de oraya uğramıştık. Her gittiğimizde yeni bir şey ile karşılaşıyoruz. Bu da çok hoşumuza gidiyor :D

Önce ayranımızı içelim tabii sonra da mekana bir bakalım :)


Meşhur Susurluk ayranımız... :) Buz gibi o rahatlatan tadıyla bizleri mest etti doğrusu :) Havanın verdiği o huzurla da birleşince doyulmaz bir an oldu :)


Bu daaa paçalı horozumuz :D Çok ilginç geldi bana :) Ayaklarındaki tüylerle görenleri şaşırtıyordu :) Büyüklüğü ve farkıyla ilgi odağımız olmuştu :) 


Tavşana ne demeli :) O zıp zıplar ne kadar da sevimli, değil mi? O an çocuklardan nasıl kaçacağını düşünüyordu zavallıcık :) Rengiyle de tarzını ortaya koyan bu sevimli yaratıkla çocukların ilişkisini izlemek eğlencenin anlamıydı :D

Uyumak için harika bir yerdi bence, hele o salıncaklara oturunca nasıl da mayışmıştım, e ayranı da içtik tabi daha da mı olmasın :) Her yerde yetişkinler için gördüğümüz salıncaklardan küçükler için de vardı. Şeker gibi renkleriyle çocukların da tercih ettiği bir seçenekti. 


Küçülmek istedim bir an :) Bir de duvardaki ağaç motifi ilgimi çekti :)


Sonunu da gölgesi olan ağaç ile yapalım :) Ağaçlarımızın ne kadar değerli olduğunu lütfen unutmayalım ve çok dikkat edelim. Onlar geleceğimize olan mirasımızdır.

2 Eylül 2013 Pazartesi

İRMİK TATLISI

Hafif ve leziz bir tatlıya ne dersiniz ? Benim gibi tatlıya doyamayan biriyseniz cevabınızı duyar gibiyim. Eveeeet :) Tatlı yerken kilolara da dikkat etmek gerek. Bu nedenle hafif tatlılar genel anlamda daha iyi olur. Hem de basitse değmeyin keyfimize :) 1 litre süt, 14 kaşık şeker, 7 kaşık irmik, vanilya vee  Burçak bisküvi  ile 20 dakikada tatlımız hazır. Malzemelerimizi tencereye koyup orta ateşte kaynayana kadar karıştırıyoruz. Tatlımızı koyacağımız tepsinin tabanına da bisküvilerimizi diziyoruz. Bisküvilerin üzerine tatlımızı dökerek soğumaya bırakıyoruz. Ilıdıktan sonra buzdolabına koyarak daha ferah bir tatlı yiyebilirsiniz.


Tatlının üzerini istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Afiyet Olsun :)

AY ÇÖREĞİ

Farklı bir tat arayanlara harika bir öneri :) Şekli ile de sofralarınıza farklı bir hava katacak ay çörekleri küçük misafirleriniz için de harika bir tercih. İçine ne koymak istediğine de siz karar verebilirsiniz. Mesela ben çikolatalısına annem ise peynirlisine bayılıyor. 

Şimdi marketlerde eksik olmayan kruvasanlar var ya heh onlar gibi işte :D Ama içine ne koyduğunuzu biliyorsunuz ve içiniz rahat ediyor. GDO mu var acaba kansorejen madde içerir mi acaba diye düşünmek yerine evinizde hem de tazecik yapabileceğiniz bu güzel tarifi umarım siz de beğenirsiniz :)

Malzemelerimize bakalım önce :) 1 su bardağı yoğurt, 1 su bardağı sıvı yağ, 1 paket toz maya, 5 su bardağı un; yufkaların üzerine sürmek için de 125 gram margarin. 

Malzemelerimizi birleştiriyoruz ve yoğurmaya başlıyoruz. Hamurumuzu 6 parçaya ayırıyoruz. Bu parçaları açıp katmer şeklinde katlıyoruz. 


Katlamadan önce yağlamayı unutmuyoruz :) katmer şeklinde katladığımız yufkalarımızı bir süre dinlenmeye bırakıyoruz. Hatta geceden yapıp sabaha kadar beklemesi daha güzel olur. Bekledikten sonra katmerimizi oklavayla tekrar açıyoruz ve 8 parçaya bölüyoruz. Üzerine de istediğimiz malzemeyi koyuyoruz. Biz bugün patatesli-peynirli yaptık :)


Ay şeklinde de kıvırıyoruz parçalarımızı ve yağladığımız tepsiye diziyoruz. Harika duruyorlar. 


Şimdi sadece pişmesini bekleyeceğiz. Sanırım en zor kısmı da bu :D


Vee ay çöreklerimiz hazır. Nasıl da çıtır çıtır duruyor. Herkese afiyet bal şeker olsun :)





ARNAVUT CİĞERİ

Ve geldik arnavut ciğerine. Ciğer ve patatesin enfes birleşimine... :) Seven vardır sevmeyen vardır tabiiki ama tam bir besin deposu olan bu yemek özel günlerdeki sofraların, mezelerin vazgeçilmezidir.

Arnavut Ciğeri Türk mutfağına ait bir yemek türüdür. ‘Arnavut Ciğer’ adını ise Osmanlı’da yaşayan ve daha çok ‘ucuz’ olduğu için ciğer tüketen Arnavutlardan alır. Savaş zamanında Osmanlı’ya gelen ve savaştan sonra da balkanlara geri dönememiş Arnavutlar, ‘ucuz’ olduğu için ciğeri yaygın olarak tüketmişlerdir.

Şimdi de nasıl yapıldığına bakalım hadi :) 5 orta boy patatesi küp küp doğruyoruz öncelikle, doğradığımız bu patatesleri kızartıyoruz. 


Şimdide 1 kilo ciğeri önce una buluyoruz. Una bulanmış bu ciğerleri kızartma tavasına atarak kızartıyoruz.


Sonra kızarttığımız ciğeri ve patatesi servis kabına alarak karıştırıyoruz. 1 adet soğanı piyazlık ince ince doğrayıp pul biber ve tuzla iyice yoğuruyoruz ve 1 tutam maydanozu da ince ince doğruyoruz. Daha sonra da bu soğanı ve maydanozu servis tabağına aldığımız patates ciğer karışımımıza ekliyoruz ve karıştırıyoruz. Şık bir şekilde artık servise hazır. :) 


Afiyet Olsuuuun :)



SEBZE SALATASI

Yine yaz aylarını süsleyecek soğuk bir meze :) 4 kabak, 4 havuç, 4 tane kırmızı biberi uzun uzun kesip tencereye koyup kendi buharında pişiriyoruz. İsteğe göre malzemeler artırılabilir. Daha sonra soğumasını bekliyoruz. Soğuyan malzemeleri kaba alarak 250 gram (ben bu kadar kullandım :)) turşuyu da aynı şekilde doğrayıp içine koyuyoruz. Yoğurt ve mayonez ile salatamızı hazırlıyoruz.

Dolapta bekleterek iyice serinlemesini sağlıyoruz. Ve çıkarıp ferah ferah yiyoruz. Diyet yapanalar için de harika bir tercih, mayonez eklemeyerek öğünlerine farklılık katabilirler.


Afiyet Olsuuun :)  

ANNEMİN POĞAÇASI

Yumuşacık, basit ama muhteşem :) Pastaneden alınmış gibi ama değil. Hem sıfır yağ hem de puf gibi yumuşak ve harika tat. İstediğiniz kadar yapıp buzdolabında saklayabiklirsiniz de. 

2,5 su bardağı ılık su  1 tane yaş mayayı ılık suda yumuşatıyoruz, 1 bardak sıvı yağ, 2 çorba kaşığı şeker, 1 çorba kaşığı tuz, kulak memesi kıvamına gelene kadar un koyup yoğuruyoruz.



Aman dikkat unu fazla kaçırmayın, hamurumuz daha da yumuşak olabilir. Kabımızda mayalanmaya bırakıyoruz.
 

Daha sonra şekil vererek tepsiye diziyoruz ve tekrar mayalanmasını bekliyoruz.



Üzerine yumurta sarısı sürüyoruz. Üzerini süslemek için susam, çörek otu ve haşhaş tohumu kullanabiliriz.


Mmmmmh :) Harikaaa görünüyorlar:) Herkese afiyet olsuuun, umarım beğenirsiniz :)



ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA

Ege'nin meşhur zeytinyağı ile barbunyanın birleşimi ne de güzeldir. Hepimiz denemişizdir bir kere de olsa değil mi ? :) Bazıları sıcak yemeyi bazıları da benim gibi soğuk yemeyi tercih eder. Hele de yaz aylarında soğuk soğuk masalarımızı süsleyen bir mezedir zeytinyağlı barbunya. Peki barbunyayı nasıl yapmalı?

Malzemeleri hazırlayarak başlayalım :) 1 kilo barbunyayı ayıklayıp haşlıyoruz, 3 soğan ve 3 diş sarımsağı zeytinyağında kavruluyor. İçine havuç, isteğe bağlı olarak patates küp küp doğranıyor. Hepsi bir araya getirilerek bir bardak su ile pişiriliyor.

Daha sonra servis tabağına alarak maydanozla süsleniyor. Yazın dolapta olması gereken bir yemek, bir salata, bir meze... :)


Herkese afiyet olsuuuun :) 

31 Ağustos 2013 Cumartesi

KEŞKEK

Keşkek deyince akla ilk gelen Anadolu düğünleri gelir. Düğünlerin o gösterişine tadı damağımızda kalan bu yemeğin endamı da katılır. Buğdayın tavuk ile muhteşem uyumu; hem tadıyla hem de farkıyla sofralarımıza fark yaratıyor.


Gelelim bu güzel yemeğin nasıl yapıldığına :) Önce malzemelerle başlayalım. 1 kilo buğday alıyoruz ve ne olur ne olmaz ayıklıyoruz. Gece bir taşım kaynatılıp sabaha kadar bekletiliyor. Sabah suyu ekleniyor.


Kaynadıktan sonra içine 4 tane tavuk but atılıyor. Sık sık karıştırılıyor; dibi tutmasın diye :) Hem karıştırmazsak yüzeyinde kaymak oluşuyor bu da hoş bir görüntü olmuyor. 


Tavuklar piştikten sonra keşkeğin içerisinden alınıp, didiliyor. Kemiklerinden kurtulduktan sonra tavuğumuzu tekrar keşkeğimize ekliyoruz ve pişmeye devam ediyor. Karıştırmayı unutmayalım bu arada :)

Buğdaylar eriyip kremamsı bir kıvama geldiğinde keşkeğimizi kapatıyoruz ve 250 gram tereyağını eritip üzerine döküp karıştırıyoruz. Vee artık keşkeğimiz yemeğe hazır :) Herkese afiyet osun :) 



GÜNÜMÜZ VAR :)


Baya oldu yazmayalı.. Tatil falan derken geldim iştee :) Hem dee bir ' Gün Menüsü' ile :) Size bir ara da tatilde gezdiğim yerler hakkında bir yazı yazacağım sakın kaçırmayın :)

Eveeet gelelim bugüne :) Bugün annemin günü vardı :) Menümüzü annem kafasında hazırlamıştı zaten, bize de işe başlamak düştü :) Ne alaka şimdi, diyeceksiniz ama annem menüye keşkek pişirmekle başladı. Anadolu'da düğünlerin vazgeçilmez yemeği olan keşkek bizim de bu günümüzü süsledi. Annem koydu koca tencereyi ocağa, peşinden de zeytinyağlı barbunya yaptı.  Coştu kadın :D Başladı arnavut ciğeri ile sebze salatası yapmaya. E çocuklarda gelir dedi, poğaça, ay çöreği ve irmik tatlısı yaptı. Hamarat kadın maşallah :) Menümüzün bu bereketli görüntüsüne bakmaya ne dersiniz?


Ben bayıldıııım :) Şimdi neler yapmışız bir de tek tek bakalım :)


Tabii ki KEŞKEK :)